Per. Kas 21st, 2024
Jpeg

İlk kitabımdı ”Bosna Savaşçıları & Cenana’nın Günlüğü” kitabı. Çocukluğumda saatlerce bu kitapla evin içerisinde oyalandığımı hatırlıyorum. Yusuf Tunçbilek yazdı.

Her şeyin internette olduğu, ekranlardan başka bir yere bakmadığımız şu “sanal günlerde”, “gerçek olan” kitaplarımı ve kütüphanemi düzenlemeye karar verdim. Kitaplar arasında kaybolmak üzereyken, ince ve küçük bir kitapla, “Bosna Savaşçıları & Cenana’nın Günlüğü”yle karşılaştım.
1994 yılında Pınar Yayınları tarafından basılan bir çocuk çizgi romanı bu kitap. Çizerleri Ahmet ve Safer Müminoviç. Kapağında ağlayan bir kızın elinde, Bosna-Hersek devlet bayraklı bir kitap, onun arkasında ise bir katliam görüntüsü.
Bosna Savaşı’nın en şiddetli zamanında…
İlk kitabımdı “Bosna Savaşçıları & Cenana’nın Günlüğü” kitabı. Çocukluğumda saatlerce bu kitapla evin içerisinde oyalandığımı hatırlıyorum. Hatırımda kalan, zalimlerin mazlumları öldürdüğü, buna karşı birilerinin kahramanca mücadele ettiğiydi. Zihnimi ve diğer çocukların zihinlerini nasıl etkilemişti bu kitap?

 

 

 

Bunu anlamak için kitabı bir daha okudum. Çocukluğumda aylarca elimde dolaştırdığım bir kitap, yarım saat dolmadan bitivermişti. Bunu şimdi okumak birilerine gereksiz gelebilir, ama eminim ki o hiçbir zaman bitmeyecek olan gündem tartışmalarından daha önemli bir kitap bu. Peki, ne anlatıyor Ahmet ve Safer Müminoviç?

Hikaye, Bosna Savaşı’nın en şiddetli zamanında başlıyor. Kahramanımız Cenana, kadınlar ve diğer çocuklar, yani siviller, çatışmalardan etkilenmemeleri için BM güvencesiyle Saraybosna’dan çıkarılırken, Çetnikler tarafından rehin alınıyorlar. Cenana’nın babası Boşnaklara yardım eden bir mühendistir. Amaçları trenlere ağır silahlar yükleyip Sırpların-Çetniklerin işgal ettikleri topraklara müdahale etmek. Olaylardan habersiz Cenana, bu gizli planı, başına gelen her şeyi yazdığı günlüğüne not eder. Rehin alındığı sırada da bu günlüğün içerisindeki planlar Çetniklere ulaşır. Fakat bütün bunlara rağmen Çetnikler trenlere müdahale edemez ve Boşnakların operasyonu başarıyla sonuçlanır. Ancak bu sırada Cenana’nın babası Sead de şehit olmuştur.
“90’larda Çocuk Olmak”
Bu hikaye 90’lı yılları hatırlattı bana, özellikle Bosna ve Çeçenistan’ı… Halbuki internette “90’larda çocuk olmak” üzerine yapılan paylaşımlarda taso, atari, bisiklet, günümüzde piyasada olmayan yiyecek-içecekler, sanal bebek, futbolcu kartları gibi şeyler bulunuyor.
Bütün bu “eğlenceli kısımlar” yanında, 90’larda çocuk olanlar oldukça fazla savaş ve zulüm de gördüler. En çok da Bosna ve Çeçenistan’ı görüp yaşananları hissettiler 90’larda çocuk olanlar. Bu çocuklar savaşın şiddetlendiği zamanlarda kendilerini miting ve kermeslerde buldular. Bosna ve Çeçenistan bayraklarını en az Türkiye bayrağı kadar gördüler. Oralarda yaşanan dramları ise mahallelerinde yaşamışçasına hissettiler.
Bu kitap 90’ları bu şekilde hatırlattı. Müslümanların o ihlas ve samimiyet dolu çalışmalarını, hiçbir beklenti ve kariyer hesabı yapmadan, bin bir emek vererek, sadece Allah rızası için yapılan onca şeyi hatırlattı. Profesyonelce değil, gönüllülük merkezli işleyen vakıfları hatırlattı.
“Bosna Savaşçıları” kitap serisi de başlı başına o yılların hesapsız bir ürünü aslında. O yıllar içerisinde çocuklar üzerine bu yazıyı aşacak ciddi çalışmaların yapıldığı bir gerçek. Çocuk kitapları meselesi 90’lı yılların üzerine düşünülen en önemli meselelerinden biri.
Bosna üzerine düşünelim
“Bosna Savaşçıları & Cenana’nın Günlüğü” kitabıyla birlikte Bosna’yı ve şehit düşen binlerce masumu analım. Allah onlardan razı olsun. Bizlere de kutlu yollarında onlara layık olmayı nasip etsin.
Bosna üzerine ciddi düşünmeye ihtiyacımız var. Marş Mira Yürüyüşü, devlet görevlilerimizin oralara gidip gelmeleri, Boşnaklardan Osmanlı üzerine övgü beklemek, Başçarşı Sebili’nde fotoğraf çektirmek ve Mostar Köprüsü’nü ziyaret etmek dışında daha farklı şeyler yapmak gerekiyor. Ne yapılması gerek bunu tam bilemesem de artık yukarıda yazılanlarla tatmin olmamamız gerektiğini düşünüyorum.
Velhasıl, “Bosna Savaşçıları & Cenana’nın Günlüğü” isimli çocuk çizgi romanını okuduğumda kafamda “büyük meseleler olan bunlar” geçti işte. Okuyup kenara attığımız ve bir daha yüzüne bakmadığımız kitaplardan öğreneceğimiz hâlâ çok şey var. En azından, arada bir sanal ekranlardan gerçek kitaplara dönmek gerektiğini derinden hissettiğimi belirtmeliyim.

Yusuf Tunçbilek yazdı

Kaynak : http://www.dunyabizim.com/bosna-hersek/22885/90larda-cocuk-olmak-bosnaya-dua-etmektir

Jpeg

Related Post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir