İnceleme: Fatih Šabović
Twitter: @fatihsabovic
Ünlü filozof Friedrich Nietzsche’nin bir sözü vardır;
“Tanrı öldü! İnsanlara merhametinden öldü Tanrı!” der.
23 senelik yaşantımda, dönüp Yugoslavya’yı dağıtan savaşlara bakıyorum ve en derinden diyorum ki;
“İnsanlık öldü! Yugoslavya’da can veren masum insanlara olmayan merhametinden öldü insanlık!”
Tam da o anda bir çift göz geliyor gözlerimin önüne sanki… 26 yaşındaki Sırp bir gence ait, bir çift göz… Srđan Aleksić adı. Yerde yatıyor, savunmasız… ‘Arkadaş’ dediği, vatandaşı olan askerler onu öldüresiye dövüyor ve durmuyorlar, ta ki Srđan komaya girene kadar. 1 hafta sonra bedeni dayanmıyor, hayatını kaybediyor.
KRUGOVİ FİLMİNDE İŞLENEN HİKAYENİN ASLI
“Neden bu vahşilik?” ve “Sırp askeri, Sırp askerini öldürür mü?” dediğinizi duyar gibiyim. 21 Ocak 1993’te şimdi Bosna Hersek’te yer alan Trebinje kentindeki 3 Sırp asker, Srđan Aleksić adlı arkadaşlarının komşusu olan bir Müslüman Boşnak’ı (Alen Glavović) sebepsizce dövüyor. Herkes izlerken, Srđan durmuyor. Engel oluyor.
Bu kez saldırının rotası Srđan Aleksić’e dönüyor. Müslüman dostu canını zor kurtarırken öldüresiye dövülen genç adam, komadan çıkamayıp 6 gün sonra can veriyor.
İşte bu kahramanın hikayesini, Srđan Golubović isimli Sırp yönetmen Krugovi (Kesişen Hayatlar) adlı filmle mercek altına alıyor.
ACI, DRAM, HÜZÜN VE YALNIZLIK
Filmin Türkçe altyazılı hâlini internette aratınca çok rahat bulabileceğiniz için ben size filmi anlatmayacağım. Bende bıraktığı izlerden bahsedeceğim yapabildiğim kadarıyla… Bir kere filmi en derininizde hissedebilmeniz için, Yugoslavya kökenli olmanızın bir etken olacağını düşünebilirsiniz, doğru da…
Fakat bana göre bu yaşanmış hikayenin filmini, içinde insanlıktan ve merhametten az da olsa kalıntılar taşıyan herkes benimseyecektir. Kin, geçmişte yaşananlardan ötürü asla yok olmayan kırgınlıklar, üzüntü, dram, her şey var Krugovi’de… Yalnızlığı da, eklemek gerek.
TÜM MASUMLARA, KÜÇÜK BİR ARMAĞAN…
Hikayenin akışı, filmin senaryosu ise bana Amores Perros adlı -bana göre- başyapıtı hatırlattı biraz. Konu akışı ilginç işlenmiş. ‘Durağan’ ve ‘Yavaş ilerliyor’ diyebilirsiniz. Öyle de zaten. Ama bu, ‘işlenen konunun etkisini artırma’ olarak döndü bana. Her saniyesini, her karesini hafızama kazıdım filmin.
Büyük bir insanlık ayıbının ortasında, küçük-büyük neye ‘Dur’ derse desin, bir kahramanı anlatıyordu film… Srđan’ın kurtardığı Alen Glavović’in her sene dostunun Trebinje’deki mezarını ziyaret ettiğini eklemekte de fayda var. Filmi izledikten sonra yorumlarınızı benimle de paylaşırsanız çok mutlu olurum. Bu yazı vesilesiyle, Yugoslavya parçalanırken yaşamını yitiren, dil, din, ırk ayırt etmeksizin tüm masum insanların ruhlarına selam olsun…
Kaynak : tojetoturska.blogspot.com.tr
H