Cts. Kas 23rd, 2024

Kestel ilçesine 19 km uzaklıkta olan köy ile ilgili 1530 tarihli defterlere rastlanmaktadır.

Bursa-İnegöl arasında, Kestel ilçesine bağlı, eski adıyla Kazancı, yeni adıyla Şükraniye Köyü, Uludağ’ın eteklerinde, kızılçam ormanlarının arasında, enfes doğal güzelliğe sahip. Bu köyde normal ev yok, herkesin villası var.

Nüfusun çoğunluğunu, köyü ilk kuran Boşnakların oluşturması nedeniyle Bosna tipi ev modelinde, birbirinden lüks villalar dikkat çekiyor. Gölet manzaralı köyün yakınında bir de özel at çiftliği var.

Köyün tarihi Osmanlı’nın son yıllarına dayanıyor. 1844 yılında, Aksu Köyünde Kazancı derbendini koruyan 2 derbentçi vardı. Kazancı derbendini koruyan Mustafa’nın Boşnakoğlu olması, Bosna göçmenlerinin Kazancı’da iskân olmasında etkili olmuş olmalıdır. Bölgede prestijli bir işi bulunan Boşnak Mustafa’nın gelen göçmenlere kol-kanat germesi nedeniyle Kazancı dışında, bu köy yakınlarındaki Turan Köyünün kurulması, çevre köylere de müteferrrik olarak Boşnakların yerleşmesine neden olduğu anlaşılmaktadır.

1887 yılına ait bir arşiv belgesine göre Kazancı Bayırı mevkiinde Bosna göçmenlerinden 30 hanenin iskânıyla bir köy kurulduğu kayıtlıdır. Köye, şehzadelerin adına izafiyeten Şevketiye adı verilmiş. Her haneye o tarihte 50 dönüm arazi iskân verilmiş. Köyü kuranlar ilk geldiğinde, Kazancı derbendinde, yolun bir tarafında karakol, diğer tarafında ise bir han görmüşlerdi.1902 yılına ait bir arşiv belgesine göre, Aksu Köyü civarında Kazgancı Bayırı adlı mevkide iskân olunmuş olan Bosna (Boşnak) göçmenlerine tohumluk ve yemlik zahîre yardımı yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca 755’er kuruş hane bedeli ile her haneye ellişer kile buğday ve altışar kile mısır alınmak üzre toplam 5.280 kuruş yardım yapılmıştı. (BOA.A.MKT.MHM. 525/8)

Bir başka bilgiye göre ise 1893 yılında Bosna’dan gelen 40 hane Boşnak aile buraya yerleştirilir. Bursa yolunun güvenliğini sağlayan Kazancı Karakolu’nun adı verilir köye. Cumhuriyet döneminde ise ismi Şükraniye olarak değiştirilir. İlk kuruluş yıllarında, bölgeyi tarıma elverişli hale getirmek şartıyla her haneye 10’ar dönümlük arazi tahsis edilir.

Köy 1919 yılında yunanlılar tarafından işgal edilince köy halkı 2 yıl cephe içinde yaşıyor ve ardından Bursa’ya göçe zorlanıyor. . Yunanlılar, Boşnaklara “Burada savaş olacak, buraları terk edin” demiş, köyü terk edenlerden birçoğu Bursa’ya gitmiş.Yunan işgali sona erdiğinde köye geri dönen ailelerden 30’u köyün yıkılıp, talan edildiğini görünce Bursa’da kalıyor. 10 aile ise köyü yeniden inşa ederek köyde yaşamı tekrar canlandırıyor.Köyün ismi cumhuriyet döneminde Şükraniye olarak değiştirildi.

1980 yılında köyde sulama suyu olmadığı için büyük göç yaşanmış, sadece 4 hane kalmış. Daha sonra köyden giden gençler, topraklarına yazın kalabilecekleri villa türü evler yapmışlar. Bazıları ise, Bursa’da tanıdıklarına arsa vererek, ev yapmalarını sağlamışlar.

Köyde; 1927 yılında 64, 1940 yılında 30’u erkek, 30’u kadın olmak üzere 60, 1955 yılında 21’i erkek, 13’ü kadın olmak üzere 34, 1970 yılında ise 22’si erkek, 27’si kadın olmak üzere toplam 49 kişi yaşamaktaydı. Görüldüğü gibi, köyün nüfusu her dönem değişmiştir. 1990 yılında 69, 1997 yılında 174 kişi yaşamaktaydı. Bu tarihten sonra köyün nüfusu giderek azaldı. Köyün bugünkü nüfusu; 42’si erkek 53’ü kadın olmak üzere sadece 95’tir.

Şükraniye Köyü Koruma ve Güzelleştirme Derneği’nden edinilen bilgilere göre, köyde 100 hane mevcut. Kış aylarında köyde 30 hane ikamet ediyor. Yazın bu rakam 75’in üzerine çıkıyor.
Eski Bursa yolunda Bursa’ya 30 kilometre, İnegöl’e 16 kilometre mesafede olan Şükraniye Köyü, Uludağ’ın eteklerinde enfes doğaya sahip.

ÇEKİCİ ÖZELLİKLERİ
Köy, sağlam zemini nedeniyle Bursa’nın depreme dayanıklı en risksiz bölgelerinden biri. 1999 depreminden sonra çok sayıda ev yapıldı.Köyde kaliteli içme suyu, köyün çevresinin 3 bin dönüm ormanlık alanla çevrili oluşu, ormanlık alanlarda bol oksijen üretme özelliğine sahip karaçam ağaçlarının çok bulunması, nefes darlığı çeken hastaların şifa bulması, sanayinin gelme ihtimalinin olmayışı, İnegöl ile Bursa’nın ortasında olmasından dolayı ulaşımın kolaylığı gibi özellikler, Şükraniye Köyü’nü çekici hale getiriyor.

Kış aylarında kar olsa dahi, ilk önce yolu açılan köy statüsündedir. Köyde bugüne kadar hiçbir hırsızlık ya da olumsuz bir olay olmamış.
Köydeki evlerin hemen hepsi Bosna tipi dik çatılı lüks villalardan oluşuyor. Köye ait 25 dönümlük bir piknik alanı mevcut. Suyunu Uludağ’ın eteğinden, köyden 8 kilometre uzaklıktaki Küçükpınar’dan alıyor. Saniyede 2 litre su geliyor. Her türlü altyapı mevcut. Bir işadamına ait at çiftliğinde de, engel atlama sporu yapan atlar eğitiliyor.

GÖLET VE DOĞA YÜRÜYÜŞÜ
Köyde piknik yapılmaya elverişli, şirin bir gölet var. Göletin etrafından 2 kilometrelik yürüyüş alanında, hem orman havası alarak spor yapılıyor, hem de Uludağ’ın muhteşem manzarası izleniyor.

Köy muhtarı Yakup Fidan, köyde yeşilin her tonunun bulunduğunu belirterek “Özellikle İnegöl, Bursa, İstanbul’dan maddi durumu iyi olan sanayiciler ve iş adamları burayı keşfetti. Köyümüz ormanın güzelliğiyle, doğasıyla, yeşiliyle, havasıyla ilgi odağı olmuştur. Genellikle yazlık amaçlı kullanılan bir köy halini almıştır. Biz köyün öz yerlisi olarak 10 haneyiz. Toplam yüz villa tipi ev vardır” diye konuştu.

Köyün özünü yitirdiğine dikkati çeken Fidan, “Öz yerliler de kendi arsalarını satarak ya da kendi imkanlarıyla villalara benzeyen ya da villa tipi evler yapmışlardır. Mesela benim evime baksanız, benim evim de villa. Beni de Bursa’dan veya İstanbul’dan göç etti zannedebilirsiniz. Normalde biz yerliyiz. Eski köy şartlarında yetiştik. Boşnak ailelerin evi de villa tipi oldu. O yüzden köy havası ve o ahşap köy evleri kalmamıştır. Hepsi villaya dönüşmüştür. Bizim köyde köylüler de villalara baka baka villalaştı. Köyümüzde bir mesire alanımız var. Göletimiz devlet su işleri tarafından sulama amaçlı olarak yapılmıştır. Fakat köyümüze eşsiz bir manzara katmıştır. Bu gölette vatandaşlar balık da tutabiliyor. Kenarlarında yürüyüş yapılabiliyor ve yüzme bilenler gölete giriyorlar. Gölete bakanlar Trabzon Uzungölü hatırlıyor. Yapı itibari ile Uzungöle çok benziyor. Köyümüzde böyle bir göletin olması bize avantaj sağlıyor. Denizi bize arattırmıyor. Köyümüzün eski ismi Kazancı’dır. İnegöle 15, bağlı olduğumuz Kestel’e 20, Bursa’ya ise 30 kilometredir. Rakım olarak 600 metre yükseklikteyiz. Bol oksijenli köyümüzün etrafında 600 hektar orman vardır. Yeşiliyle eşsiz bir köydür” şeklinde konuştu.

Kaynak: Yeşil Bursa Dergisi

Muhtarın Yeri

Dergi Bursa

Kestelde Bugün

Habertürk

Kaynak : https://www.bosnakmedya.com/villalardan-olusan-bosnak-koyu/

 

Related Post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir