Cts. Ara 7th, 2024

Balkan şehirleri arasında önemli bir yere sahip olan Saraybosna, Miljacka Nehri etrafına kurulu ve küçük köprülerle birbirine bağlanıyor. Din ve etnik köken açısından çeşitlilik gösteren bu Osmanlı şehri, Avrupa’nın Kudüs’ü olarak adlandırılıyor.

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna, ilk kez yurtdışına seyahat edecekler için biçilmiş kaftan. Vizesiz ülkeler arasında olduğundan pasaport kontrolü sorunsuz geçiliyor. Sık sık düzenlenen uçak bileti kampanyalarıyla da sanki Türkiye’den bir şehre gidiyormuş gibi iki saate Saraybosna’dasınız. Şehirde Türkiye’den izler bulmak da mümkün. Bosna savaşından sonra ülkeye birçok konuda yardım eden Türkiye’den giden otobüs ve tranvaylar bunun en canlı örnekleri. Saraybosna insanı da Türklere çok alışmış durumda. ‘Merhaba, hoşgeldin, buyur’ kelimelerini sıklıkla kullanan esnafın yanı sıra sokaklarda gezerken Türkçe konuşmalar kulağınıza çalınabilir. Şehre ayak bastığınızda havalimanından kalkan otobüsler ile Başçarşı’ya gidip çok rahat bir şekilde gezmeye başlayabilirsiniz. Milli Kütüphane, hikayesini dinlediğinizde çok şaşıracağınız Inat Kuca ve Osmanlı döneminde inşa edilmiş olan Latin Köprüsü’nü ziyaret ettikten sonra Başçarşı sokaklarında kaybolabilirsiniz.

   Başçarşı’ya adım atar atmaz etrafını güvercinlerin mekan seçtiği sebil karşılıyor sizi.

BAŞÇARŞI SARAYBOSNA’NIN KALBİ

Osmanlı’nın bir özeti gibi olan Başçarşı, Saraybosna’nın kalbi. Orta yerinde, etrafını güvercinlerin mekan seçtiği sebili ve sağlı sollu sıralanmış bakımlı ahşap dükkânları ile bir Anadolu köşesini andırıyor burası. Gazi Hüsrev Bey tarafından yapılmış camiler, hanlar ve medreseler bulunuyor çarşıda. Bronz cezvelerde pişen kahve kokusu, közde hazırlanan Boşnak börekleri, Tekirdağ köftesini andıran Cevapi’yi tadabileceğiniz bu çarşıda gümüşçüler ve halı satıcıları taş örme sokaklarda müşterilerini bekliyor. Tarihi yapısını halen koruyan Başçarşı sokaklarında gezdikten sonra Kurşunlu Medresesi, Morica Han, Bursa Bezistan, Gazi Hüsrev Bey Camii ve Saat Kulesi’ni yürüyerek gidebilirsiniz. Çarşı’dan Ferhadija Caddesi’ne doğru geldiğinizde ise Avusturya-Macaristan İmparatorluğu dönem mimarisini yansıtan binalar, Katolik Katedrali ve Markale Pazarı’nı görebilirsiniz. Caddenin sonunda yer alan ve 2. Dünya Savaşı kurbanları anısına yapılan Sönmeyen Ateş Anıtı’nı ziyaret ederek gezinizi bitirebilirsiniz.

 Boşnak Kahvesi

OSMANLI ASKERLERİYLE BOSNA ŞEHİTLERİ YAN YANA

Ayrıca Başçarşı’dayken tramvay yolundan yukarı doğru çıktığınızda Aliya İzetbegoviç ve bin 700 askerin kabristanını ziyaret edebilirsiniz. Osmanlı askerleriyle Bosna şehitlerinin yan yana yattığı mezarlığın üst tarafında bulunan seyir terasıyla da Saraybosna’yı panoromik olarak izleyebilir ve eşsiz fotoğraflar çekebilirsiniz. Son olarak iç savaşta şehri hayata bağlamak için açılan Umut Tüneli’ni ziyaret edebilirsiniz. Günümüzde tünelin 25 metrelik bir kısmı ziyarete açık. Tünelin başladığı ev ise müze olarak hizmet veriyor ve savaş zamanında ülkeye gelen yardım malzemeleri sergileniyor.

 Umut Tüneli’nin başlangıç noktası olan günümüzde müze olarak kullanılıyor.

Savaşın izleri silinmiyor

Tarihinde çok büyük acıları barındıran Saraybosna’da yıkık dökük yapılar ve kurşun delikleriyle dolu binalar savaşın boyutlarını ülkeye gelenlere daha iyi anlatıyor. Yeni yeni inşaa edilen yapılar ile şehir modernleştirilmeye çalışılırken eski yapılar da bir yandan korunmaya çalışılıyor. Osmanlı’dan günümüze kadar gelen sayısız cami bunun en güzel örneği. Din ve etnik köken açısından çeşitlilik gösteren bu Osmanlı şehri Avrupa’nın Kudüs’ü olarak adlandırılıyor.

Kaynak : http://www.yenisafak.com/hayat/osmanlinin-yadigari-bosna-2905863

 

Related Post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir